REMZİ'DE ÇOK SATANLAR

23-29 Haziran 2025
TÜRKÇE
İNGİLİZCE
2024
TÜRKÇE
  1. Markiz’deki Kadın

    Ayşe Övür

      (Remzi Kitabevi)
  2. Merkez Bankası

    Mahfi Eğilmez

      (Remzi Kitabevi)
  3. Sarı Yüz

    R. F. Kuang

      (İthaki Yayınları)
  4. Engereğin Gözü

    Zülfü Livaneli

      (İnkılâp Kitabevi)
  5. Botter Apartmanı

    Ayşe Övür

      (Remzi Kitabevi)
  6. Günübirlik Hayatlar

    Irvin D. Yalom

      (Pegasus Yayınları)
  7. Edebi ve Edepsiz Beyoğlu

    Umur Talu

      (Literatür Yayınları)
  8. Akan Nehir Gibi

    Paulo Coelho

      (Can Yayınları)
  9. Günde Bir Doz Kedi

    Syou Ishida

      (Athica Yayınları)
  1. Clear Thinking

    Shane Parrish

      (Random House)
  2. Outliers

    Malcolm Gladwell

      (Penguin)
  3. The Bell Jar

    Sylvia Plath

      (Faber & Faber)
  1. Nakano Eskici Dükkânı

    Hiromi Kawakami

      (Domingo Yayınları)
  2. Rezonans Kanunu

    Pierre Franckh

      (Koridor Yayınları)
  3. Gece Yarısı Kütüphanesi

    Matt Haig

      (Domingo Yayınları)
  4. Lizbon'a Gece Treni

    Pascal Mercier

      (Sia Yayınları)
  5. 4 Gün 3 Gece

    Ayşe Kulin

      (Everest Yayınları)
  6. Labirent: Batı ve Hasımları

    Amin Maalouf

      (Yapı Kredi Yayınları)
  7. Yeni Ekonomi

    Mahfi Eğilmez

      (Remzi Kitabevi)
  8. Atomik Alışkanlıklar

    James Clear

      (Pegasus Yayınları)
  9. Hayat İmkânsız

    Matt Haig

      (Domingo Yayınları)
  10. İntermezzo

    Sally Rooney

      (Can Yayınları)
İyi bir kitap hakiki bir hazinedir.

John Milton
Siper Mektupları
ISBN: 978-975-14-1661-2
Sayfa Sayısı: 264
Ebat: 134 x 198 mm
Fiyatı: 255.00 TL


Siper Mektupları

Necati İnceoğlu



"Çanakkale 100. Yıl 1915-2015"

Bu kitaptaki Türk, Anzak, İngiliz ya da Alman son gaziler de aramızdan ayrıldı, artlarında anılarını bırakarak. O yıllarda yazdıkları mektuplarda ve yıllar sonra onlarla yapılan söyleşilerde, savaşın dehşetine rağmen, sevgiden, dostluktan ve doğanın yaşam mesajından söz ediyorlardı. Bu kitap bu insancıl bakışı yansıtıyor. Onların yaklaşımı tarihin, düşmanlıklar, silahların gücü ya da savaşlardaki kayıp ve kazançlar üzerine değil, barışçı bir gözle de yazılabileceğini düşündürüyor.

On altı yaşındayken, yaşını büyüterek savaşa gönüllü katılan, ama sonra annesine, “Anneciğim sabahleyin uyandığımda siperimin önünde bir gelincik çiçek açmıştı,” diye yazan genç Anzak, ardında sevgi dolu bir mektup bırakmıştı. Siperlerde aynı kaderi paylaşanlar bir Türk, bir İngiliz ya da bir Anzak, savaşın acımasız bakışını bir kenara bırakıp doğayı, insanları ve olup bitenleri kendi gözleriyle görmekteydi. “... gün ağarmak üzere, bir ağustosböceği uzaktan uzağa ötüyor. Biraz sonra onun sesi makineli tüfeklerin sesine karışacak...”