1980 öncesinin Türk edebiyatına yönelik bildik bir eleştiri vardır. Toplumcu gerçekçiliğin eleştirisidir bu aynı zamanda. Edebiyatın neyi anlattığından çok, nasıl anlattığının önemli olduğu üzerinden (Devamını oku)
-
BUGÜNÜN “TOPLUMCU GERÇEKÇİLERİ” -
SON PERDEDE HAYATBir tiyatro metni, sahneye konulması için değil de sadece okunması için yazılabilir mi? Ya da ne yaparsak yapalım aslına uygun mükemmellikte sahneye koyabilir miyiz ünlü bir tiyatro eserini? Kendi izl(Devamını oku) -
KADINLAR NE İSTER?Bir büyüğümüz aşkı anlatırken dünyadaki en doğru ilişki biçiminin “efendi-köle” en kötüsünün ise “aşk” olduğunu söylemişti. Çünkü efendi-köle ilişkisinin kuralları bellidir; herkes durduğu yeri bilir (Devamını oku) -
BENİM ŞAİRLERİMCemal Süreya’yı yazamadım bugüne dek. İki türlü yazamamak bu. İlki, gözlerinde kendi gözlerimi görüp, yaşamının kimi kırılma anlarıyla kendi yaşamım arasında benzerlikler bulmaktan. İkincisi, ezberl(Devamını oku) -
İSVEÇ USULÜ POLİSİYEİsveçli polisiye yazarı Camilla Läckberg’in Türkçede yayınlanan ikinci romanı “Vaiz”, altı yaşında bir çocuğun Fjällbacka kasabasında bulduğu kadın cesediyle başlıyor. Kadının vücudu bıçak izleriyle k(Devamını oku) -
KENTSEL DÖNÜŞÜMDEN KENTSEL DEVRİMEToprak isyan eder mi? Üstünden greyderlerle geçerseniz, toprağın üstünde ağaç bırakmazsanız neden olmasın? Peki ya şehirler? İnsanlarca yapılan şehirlerin isyan etme olasılığı nedir? David Harvey’in M(Devamını oku) -
KASABA VE BİRAKendi sınırları dahilinde gerçekleşemeyecek hayaller kurdurtması en büyük kötülüğüdür bir kasabanın belki de… Şehrin ışıkları üzerine vururken kasabanın, hayaller büyütür orada çocuklar ve büyürler o (Devamını oku) -
2013 BOLOGNA ÇOCUK KİTAPLARIFUARI İZLENİMLERİBu yıl 50. yaşını kutlayan, “çocuk kitabı sanatı”nın adeta tek buluşması, 25-28 Mart 2013 tarihleri arasında Bologna (İtalya) Çocuk Kitapları Fuarı yine birbirinden harika etkinlikler, söyleşiler, ödü(Devamını oku) -
PALAHNİUK USLANMAMIŞ!Chuck Palahniuk çok yaramaz bir adam. Nerede ne söyleyeceği de belli değil, ne yapacağı da. Yine abuk sabuk hayallere dalmış, üşenmemiş onları bir de yazıya dökmüş. Üstelik utanması sıkılması da yok! (Devamını oku)